Sükna Hakkı (Oturma Hakkı) Nedir?
Sükna hakkı, diğer adıyla oturma hakkı, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ve kişiye belirli bir taşınmazda otu...
Paylaş
Türkiye’nin büyük bir kısmı aktif deprem kuşağında yer aldığı için, taşınmazların bulunduğu bölgedeki deprem riski, piyasa değerini etkileyen çevresel faktörlerden biri olarak değerlendirilir.
Özellikle deprem riski yüksek bölgelerde, yapı güvenliği alıcıların ve yatırımcıların kararlarında etkili olabilmektedir.
Deprem Riski Değer Üzerinde Nasıl Rol Oynar?
Depreme dayanıklılığıyla öne çıkan yapılara olan talep, bu yapıların piyasa değerlerinin korunmasına katkı sağlar. Öte yandan, yapı güvenliği hakkında net bilgi bulunmayan ya da eski yönetmeliklere göre inşa edilmiş taşınmazlar, pazarda daha temkinli değerlendirilir. Bu durum, bölgesel olarak fiyat değişkenliği yaratabilir.
Gayrimenkul Değerleme Süreci ve Sınırları
Gayrimenkul değerleme süreci; taşınmazın konumu, fiziksel durumu, kullanım amacı ve benzeri faktörleri dikkate alarak güncel piyasa değerinin belirlenmesini hedefler. Değerleme uzmanları, taşınmazın bulunduğu bölgedeki genel risk durumunu göz önünde bulundurabilir. Ancak deprem riskine dair zemin etüdü, yapı sağlamlığı ya da mühendislik analizi gibi teknik değerlendirmeler değerleme hizmetinin kapsamı dışında kalır.
Zemin ve Yapısal Faktörlerin Dolaylı Etkisi
Zemin yapısı ve bölgesel jeolojik özellikler, yapı güvenliği açısından belirleyici olabilir. Değerleme uzmanları, resmi veriler ve bölgesel yapı karakteristikleri doğrultusunda, bu tür çevresel faktörleri değerleme analizinde genel bilgi düzeyinde dikkate alabilir. Ancak teknik detaylar, ilgili mühendislik uzmanlık alanına girmektedir.
Sonuç olarak, gayrimenkul değerlemesi; deprem riski gibi çevresel unsurların piyasadaki etkisini dolaylı olarak değerlendirir. Alım-satım kararı verirken, değerleme raporunun yanı sıra yapı güvenliğine dair teknik raporların da ilgili uzmanlardan alınması, daha bilinçli ve güvenli kararlar verilmesini sağlar.